Kozmik Enerjiler
ANASAYFA | HAKKIMIZDA | VİDEOLAR | İLETİŞİM

KOZMOENERGETIKA NEDİR?

Kozmik enerjiler nedir bölümünde evrenin bir bütün olduğunu fakat iç içe geçmiş yedi ayrı yoğunluktan meydana geldiğini, her yoğunluğun bir boyut oluşturduğunu anlatmıştık. Boyutların sahip olduğu atom yoğunluğuna göre kendi içinde ve kendi yapısına göre özel frekansları bulunur. Evrenin içindeki tüm düzen kozmik frekansların uyumu neticesinde işler. Çünkü kozmik frekanslar ilahi bilgi taşırlar, olması gereken her şey onlar sayesinde olur. Daha açık bir söylemle bu frekanslar evrenin düzenini sağlayan sonsuz akıllı işçilerdir. Fakat evrendeki döngü için iki karşıt güç bulunur, bunun neticesinde frekanslarda bu güçlerin bilgilerini taşırlar. Bizler bu tür frekansları negatif ve pozitif olarak adlandırıyoruz.

Varlıklar yaşadığı boyutun ve ortamın düzenine ve işleyişine uyum sağlamak zorundadırlar. Evrende bulunan her maddenin her cismin ve her canlının kendine özgü frekansı bulunmaktadır.

İnsan vücudu tamamen bulunduğu gezegenin ve galaksinin yapı taşına uygun olarak dizayn edilmiş ve meydana gelmiştir. Bulunduğu ortamın tüm elementlerini taşır. İnsan DNA’sında yaşadığı gezegenin ve galaksinin bilgisi mevcuttur fakat tam olarak farkında değildir. İnsan geliştikçe daha güçlü frekansları algılar ve bilgi gelir. Neticesinde insan ve diğer her canlı türü bu bilgi sayesinde farkına varmaya başlar ve evrimleşir.
Neticede insan hem yaşadığı dünyaya hem de evrene uyum sağlamalıdır. Her insanın kendine özgü olarak karmasına, duygu ve düşünce yapısına ve soydan gelen bilgilere göre frekansları algılama seviyeleri vardır, her insan aynı değildir.

Kozmoenergetika öğretisinin temel prensibi insanın yaşadığı ortama uyumlanmasını sağlamak ve şifa vermektir. Ayrıca bitki ve hayvanlar üzerine çalıştığı gibi madde üzerinde de çalışabilir. İnsanların vücut ve ruh sağlığı bulunduğu ortama uyum sağlaması ile ilişkilidir.

Bu öğreti 68 frekansın oluşturduğu üç ayrı frekans grubundan oluşmuştur ve bir bütündür. Bu frekansların bir kısmı dünya gezegeninde, bir kısmı biyosferde ve bir kısmı da evrenden gelmektedir. Daha önce değindiğimiz gibi evrensel ve ilahi bilgiye sahiptirler, akıllıdırlar. Bir insanı veya canlıyı bulunduğu ortama uyumlarlar. İnsan olması gereken frekansa geldiği anda önce farkındalık ardından mutluluk ve sonucunda da sağlık ve başarı gelir.

İnsanoğlunun vücudu simetriktir ve bir orana göre meydana gelmiştir. Anatomisinde bir matematik vardır. İnsan vücudu bütünsel olarak bir frekansa sahip olduğu gibi, taşıdığı organlar da farklı farklı titreşimlere sahiptirler ve bu yüzden organların farklı farklı görevleri vardır. İnsanların titreşimleri gerek dış etkenler ve gerekse insanın kendi kendine ürettiği olumsuz düşünceler ve olaylar doğrultusunda bozulmaktadırlar. Bu durum hem anatomide hem de insan enerji yapısında birtakım uyumsuzluklar meydana getirir ve neticede gerek sağlık olarak gerekse duydu ve düşünce yapısı olarak insanda birtakım bozulmalar ve dengesizlikler başlar. Oluşan bu dengesizlik ve uyumsuzluk sonucunda insan fiziksel ve ruhsal anlamda hastalanmaya başlayabilir.

İnsanın çakra yapısına göre, alt üç çakramız sadece dünya enerjisi ile bağlantılıdır, üst üç çakramız evrensel enerji ile bağlantılıdır. Dördüncü çakramız ise dünya enerjisi ile evrensel enerjiyi birbirine bağlayan ve tercüme eden, ayrıca daha önce değindiğimiz evrendeki iki ayrı gücü kontrol edebilen, eril ve dişil enerjileri dengeleyen merkez çakramızdır.

Fakat bazı insanlar gerek genetik yapısı gerekse yaşadığı toplum anlayışı veya duygu ve düşünce yapısına göre alanlarına negatif enerji çekmektedirler. Her ne kadar pozitif ve negatif enerjiler bir bütünün parçaları olsalar da, insan yaratılışından dolayı pozitif enerji ile beslenen varlıklardır. İnsanın süptil yapısına göre çekilen enerjiler katlanarak çoğalır, bu konuyu çakralar bölümünde daha detaylı olarak anlatacağız.

Görüldüğü gibi insan anatomisinde nasıl bir simetri ve matematik var ise süptil olarak enerji alanımızda da bir matematik ve uyum vardır.

Kozmoenergetika öğretisi ve metodu insana hem fiziksel hem ruhsal hem de bilinç olarak yaklaşan ve oluşan sorunları bir bütün halinde gören, ilahi bilgi taşıyan frekansları kullanarak canlıları olması gereken frekansa getirmeyi hedefleyen, mucizevi bir öğreti ve metottur.  Çünkü insan hem dünyasal  hem de evrensel enerjiler ile beslenen bir anten gibidir. İnsanlar dünyasal ve evrensel enerjileri, enerji alanları sayesinde algılarlar ve kendi alanlarına çekerler. Çakralar aracılığı ile de bu enerjiler özümsenir, ikincil enerjiye çevrilir ve insanın ihtiyacı doğrultusunda vücuda dağıtılır. Yaşam enerjisi vücutta başta kan olmak üzere, kaslara, kemiklere, organlara sirayet etmektedir. Frekanslar insan üzerinde hücresel düzeyde çalışır.

Kozmoenergetika öğretisinde hem metodu uygulayan kişi hem de uygulanan kişi için her şey düşünülmüş ve meydana getirilmiştir. Bu öğreti sadece ve sadece insanın mutluluğu ve sağlığı için tasarlanmıştır. İçinde barındırdığı frekanslar insanların faydası dışında asla çalışmazlar.

Peki kozmoenergetika öğretisi nasıl çalışır ve frekanslar insan ile nasıl iletişime geçer? Aslında yaşadığımız dünya ve evrendeki tüm ilahi frekanslar insan ve diğer canlılar ile sürekli olarak iletişim halindedirler. Daha önce değindiğimiz gibi bu frekanslar iki ayrı gücün bilgisini taşıyan frekanslardır. İnsan sahip olduğu özelliklere, duygu ve düşünce yapısına göre bu iki kutuptan birisine evrilirler. Yani negatif veya pozitif frekanslara. İnsan doğası ve yapısı gereği negatif frekanslar ile uyumlu değildir ve sonuç olarak insanın fiziksel ve ruhsal dengesini bozmaktadırlar. Metotta kullanılan frekanslar birey ile rezonansa girerek negatif enerjilerden arındırır ve olması gereken dengeye getirir. Duygu ve düşünce yapısı pozitife yönelir, böylece bireyde öncelikle farkındalık başlar, çevresini anlar ve kavrar.  Sonuç olarak duygu ve düşünceler, kan, organlar ve DNA olumlu yönde harekete geçer. Böylelikle önce mutluluk ardından sağlık ve başarı gelir, dolayısıyla ilişkilerde düzelme başlar. Birey yaşadığı ortamın ve boyutun farkına varır ve ruhunu algılar.
Şunu unutmayalım, insanlar doğumlarından ölümlerine kadar bir mücadele ve savaş halindedirler. Doğaları gereği beslenme, barınma ve üreme içgüdüsü insanlarda güç kazanma arzusunu ön plana çıkarır. Bu arzu ve istekler bireyde çok güçlü bir baskı yapabilir. Bunlar dünyasal enerjiler ile ilgilidir. Fakat daha önce de belirttiğimiz gibi insan hem evrensel hem de dünyasal enerjiler ile beslenen varlıklardır. Bu iki enerji bireyde her zaman bir ikilem yaşatabilir. Bunun neticesinde bizler bir bedende iki ayrı kişi gibi oluruz. Bir tarafta istekleri bitmeyen, doymayan, anlamak istemeyen kişi, diğer tarafta da DNA’sında tüm bilgiler bulunan, varoluşu idrak etmiş, hayatın farkında ve akışta olan kişi.  Birey farkında olduğu zaman her iki enerji ile bir bütün olur, kendini akışa bırakır ve istemeyi bilir. Dengeyi sağlayan birey istediklerinin ona geleceğini bilir ve inanır. Zaman olgusunun farkına varır ve beklemeyi bilir. Sabreder. Bu yüzden hayatımızdaki en büyük savaşımız kendimiz ile yaptığımız savaştır.

UYARI: Kozmoenergetica bir teşhis ve tedavi yöntemi değildir.  Hastalıklarda mutlaka doktora gidilmelidir VE TEDAVİLERE UYULMALIDIR.

Tüm Hakki Saklıdır © 2022 - Kozmik Enerjiler Cüneyt Berberoğlu


KEOPS BİLİŞİM